DRONE’LARIN (İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI) LOJİİSTİK FAALİYETLERE OLAN OLUMLU KATKILARI
DRONE’LARIN (İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI) LOJİİSTİK FAALİYETLERE OLAN OLUMLU KATKILARI
İnsansız Hava Aracı (İHA) “İçerisinde insan bulunmayan otonom olarak veya yönlendirilebilen uzaktan kumandalı uçaklar” olarak tanımlanmaktadırlar (Glover, 2014).
İHA’lar dronelar aracılığıyla lojistik operasyonlarda da aktif rol almaya başlamışlardır. Lojistik sektörü özellikle deniz, hava ve karayolu taşımacılığında kendini tamamlamış, gelişmiş ve etkin bir altyapıya sahiptir. Amerika’da bazı büyük firmalar reklam amaçlı olarak İHA’lı paket teslimi yapması kulağa hoş gelebilir ama özellikle nüfusun yüksek olduğu alanlarda ne kadar çok nakliye aracının aynı anda çalıştığını düşünecek olursak, bu dağıtım ağının kısa bir süre içerisinde İHA’lar tarafından ele geçirileceğini iddia etmek pek gerçekçi bir beklenti değildir fakat İnsansız hava araçları yolun çok daha başında olmakla beraber lojistik sektöründe ilerleyen yıllarda önemli bir rolü olacağı mutlak beklenmektedir.
Çin’de son kullanıcıya hizmet veren işletmelerin (B2C) ve adrese teslim uygulamasının yaygınlaşmasıyla birlikte teslimat hizmetlerinde drone’ların kullanılmasının, özellikle şehir içinde kapıya teslim uygulamalarında artması bekleniyor. Sefer başına 5 kilograma kadar yük taşıyabilen drone`lar, tam otomatik ve akıllı çözümler olarak sevk edilen ürünün otonom bir şekilde yüklenmesini ve indirilmesini sağlayan akıllı istasyonlar arasında sefer yapabilmektedir.
Örnek olarak; DHL ExpressTM ve EHangTM, firmaları tam otomatik yükleme ve indirmeyi içeren drone ile teslimat çözümü için Çin`de stratejik ortaklık yaptı. Geliştirilen sistemle birlikte tek taraflı teslimat süresi, 40 dakikadan 8 dakikaya indirilmiştir.Önemli bir konu olan kargo ücretleri farklı standartlara göre belirlenir. Bu da ürünler aynı ağırlıkta olmasına rağmen farklı nakliye ücretlerine sahip olmalarına yol açabilmektedir. Kargo ücretlerinin hesaplanması hem “Gerçek Ağırlığa” hem de “Hacimsel Ağırlığa” göre hesaplanır.
Gerçek ağırlık paketin tartıya konulduğundaki ağırlığıdır. Yani, herhangi bir ürünün kilogram cinsinden ağırlığıdır.
Uzunluk X Genişlik X Yükseklik / 5.000 = Hacimsel Ağırlık
Özellikle 5 kg’a kadar olan şehir içinn taşımalarında hesaplanan maliyetler ve zaman kayıpları drone’lar sayesinde önemli ölçüde azaltılmaktadır.
Şekil 1. Geleneksel ve Online Küresel Perakende Artışı
Kaynak: Garcia ve Santoso, 2020
Artan şehirleşme, değişen tüketici davranışları, çok kanallı perakendeciliğin hızlı büyümesi ve sürdürülebilirliğe daha fazla önem verme, son adım lojistiğe verilen önemi de artırmıştır. Müşteri ihtiyaçlarındaki değişim arttıkça, son adım teslimatta hız, esneklik gibi özellikler “olsa iyi olur” durumundan çıkıp, bir beklenti haline gelmiştir.
Son adım teslimat, ürünün tedarik zincirindeki ve lojistik sürecindeki son taşınma kısmıdır. Son adım teslimatta, ürünü kimin teslim aldığı farklılaşabilir, teslimat bir müşterinin evinde de, bir üretim tesisinde de veya bir tamircinin dükkânında sonuçlanıyor olabilir. Dolayısıyla ürüne ve hangi noktadan bakıldığına göre, son adım teslimat değişecektir (Goodman, 2005). Ancak genellikle son adım teslimat paketin yerel depodan son kullanıcının adresine özellikle evine olan yolculuğu ifade eder (Bates vd., 2019).
Son adım teslimat, tedarik zincirinde en problemli aşamadır(Juhasz ve Banyai, 2018), genellikle etkin olamayan ve çevre açısından en kirletici sayılan bölümüdür(Olsson vd., 2019). Bunun yanında, tedarik zincirlerinde ve lojistikte en maliyetli bölümdür(Juhasz ve Banyai, 2018). Jacobs ve diğerleri (2019)’ne göre de toplam tedarik zinciri maliyetlerinin %41’ini bu kısım oluşturmaktadır(Moshref-javadi vd., 2020). Goodman (2005), Hochfelder (2017) ve Ranieri ve diğerleri (2018)’ne göre, dağıtım merkezinden müşteriye olan dağıtım, toplam nakliye maliyetinin %28’ine kadar çıkabilmekte, Garcia ve Santoso (2019)’ya göre %28-%52 arasında olabilmektedir. Tüm teslimat ağının darboğazı olarak adlandırılabilecek sonadım teslimatın, farklı faktörlere bağlı olarak toplam maliyetin %13-%75’ine karşılık gelebileceğini söyleyen çalışmalar da bulunmaktadır(Olsson vd., 2019; Wang vd., 2019).
Şekil 2. E-ticaret ve Lojistik İşletmelerinin Drone Deneyimleri
Kaynak: Garcia ve Santoso, 2019
Drone’lar, geleneksel taşıma araçlarıyla karşılaştırıldıklarında, kısa mesafede düşük maliyet, ulaşım esnekliği, esnek çizelgeleme, insan gücü gerektirmemesi gibi avantajlara sahiptir.
Taşıma modu |
Hız |
Ağırlık |
Kapasite |
Mesafe |
Enerji tüketimi |
Drone |
Yüksek |
Düşük |
Tek |
Kısa |
Düşük |
Kamyon |
Düşük |
Ağır |
Birçok |
Geniş |
Yüksek |
Tablo 1. Taşımacılık İçin Drone ve Kamyon Özellikleri
Kaynak: Chung vd., 2020.
Geleneksel araçlardaki statik tek yönlü yol yerine, drone’lar üç boyutta da hareket edebilme esnekliğine sahiptir. Bu sebeple, iki nokta arasında süreyi ve mesafeyi kısaltacak şekilde, çizgi gibi bir rotada hareket edebilir. Trafik kalabalığına girmemesi ve engellerle karşılaşmaması, genellikle ortalama sabit bir hızda ve duraklamadan gitmesini sağlar(Moshref-javadi vd., 2020). Bu sebeple drone’lar kapalı veya yoğun trafiğe sahip yollarda ve ulaşması zor bölgelerde başka yöntemlerle yeri doldurulamayacak bir “erişim” kolaylığı sağlamaktadır. Son-adım teslimatta drone kullanılması, teslimat maliyetlerinde düşüş, sürücü ve araç maliyetlerinin olmaması, örneğin 30 dakika gibi oldukça kısa teslimat süreleri sağlaması ve teslimatı kaçırma/geç teslimat maliyeti oluşması gibi durumları azaltması sebebiyle, kullanılır olmuştur(Aurambout vd., 2019).
Kısacası drone kullanımının avantajları; maliyet düşüklüğü, ulaşım alanının geniş olması ve teslimat süresinde azalma olarak özetlenebilir. Tüketici açısından ise, drone teslimatı esnek teslimat süresi, bilgi izlenebilirliği gibi beklentileri karşılayabilecek şekilde cep telefonu uygulamalarıyla da birleştirilebilmektedir.
Yazan :
Doç. Dr. Murat DÜZGÜN